58.000'den fazla kelime ile en kapsamlı Osmanlıca Türkçe sözlük
Aradığınız Osmanlıca kelimelerin Türkçe anlamlarını sözlüğümüzde bulabilirsiniz
EVRİDE ne demek? EVRİDE kelimesinin anlamı nedir?
(Verid. C.) Vücudun her tarafından kalbe kanın
gitmesini temin eden damarlar. Siyah kan damarları.(Sâni-i
Hakîm, beden-i insanı, gayet muntazam bir şehir hükmünde
halketmiştir. Damarların bir kısmı telgraf ve telefon
vazifesini görür. Bir kısmı da, çeşmelerin boruları
hükmünde, âb-ı hayat olan kanın cevelânına medardırlar. Kan
ise; içinde iki kısım küreyvât halkedilmiş. Bir kısmı
küreyvât-ı hamrâ tâbir edilir ki, bedenin hüceyrelerine
erzak dağıtıyor. Ve bir kanun-i İlahî ile hüceyrelere erzak
yetiştiriyor. (Tüccar ve erzak memurları gibi). Diğer kısmı
küreyvât-ı beyzâdırlar ki; ötekilere nisbeten
ekalliyettedirler. Vazifeleri, hastalık gibi düşmanlara
karşı asker gibi müdafaadır ki, ne vakit müdafaaya girseler
Mevlevi gibi iki hareket-i devriyye ile, sür'atli bir
vaziyet-i acibe alırlar. Kanın hey'et-i mecmuası ise: İki
vazife-i umumiyyesi var. Biri: Bedendeki hüceyratın
tahribatını tâmir etmek. Diğeri; hüceyratın enkazlarını
toplayıp, bedeni temizlemektir. Evride ve şerayin namında
iki kısım damarlar var ki: Biri sâfi kanı getirir; dağıtır,
sâfi kanın mecralarıdır. Diğer kısmı enkazı toplayan bulanık
kanın mecrasıdır ki, şu ikinci ise kanı, "Ree" denilen
nefesin geldiği yere getirirler.Sâni-i Hakîm, havada iki
unsur halketmiştir. Biri azot, biri müvellid-ül-humuza.
Müvellid-ül-humuza ise: Nefes içinde kana temas ettiği
vakit, kanı telvis eden karbon unsur-u kesifini kehribar
gibi kendine çeker, ikisi imtizaç eder. Buhari hâmız-ı
karbon denilen (Semli havaî) bir maddeye inkılâb ettirir.
Hem hararet-i gariziyyeyi te'min eder, hem kanı tasfiye
eder. Çünki: Sâni-i Hakîm fenn-i kimyada aşk-ı kimyevi tâbir
edilen bir münasebet-i şedideyi, müvellid-ül-humuza ile
karbona vermiş ki: O iki unsur birbirine yakın olduğu vakit,
o kanun-u İlâhî ile, o iki unsur imtizaç ederler. Fennen
sabittir ki: İmtizaçtan hararet hâsıl olur. Çünki imtizaç,
bir nevi ihtiraktır. Şu sırrın hikmeti şudur ki: O iki
unsurun, herbirisinin zerrelerinin ayrı ayrı hareketleri
var. İmtizaç vaktinde her iki zerre, yâni onun zerresi,
bunun zerresiyle imtizaç eder, birtek hareketle hareket
eder. Bir hareket muallâk kalır. Çünki imtizaçtan evvel iki
hareket idi. Şimdi iki zerre, bir oldu. Her iki zerre, bir
zerre hükmünde bir hareket aldı. Diğer hareket, Sâni-i
Hakîm'in bir kanunu ile hararete inkılâb eder. Zaten
"hareket, harareti tevlid eder" bir kanun-u mukarreredir.
İşte bu sırra binaen beden-i insanîdeki hararet-i gariziyye,
bu imtizac-ı kimyeviyye ile temin edildiği gibi, kandaki
karbon alındığı için kan dahi sâfi olur. İşte nefes dahile
girdiği vakit, vücudun hem âb-ı hayatını temizliyor. Hem
nâr-ı hayatı işal ediyor. Çıktığı vakit, ağızda, mucizat-ı
kudret-i İlâhiyye olan kelime meyvelerini veriyor. $ S.)
"EVRİDE" kelimesine ilk yorumu yazan sen ol.