58.000'den fazla kelime ile en kapsamlı Osmanlıca Türkçe sözlük
Aradığınız Osmanlıca kelimelerin Türkçe anlamlarını sözlüğümüzde bulabilirsiniz
ÂDEM ne demek? ÂDEM kelimesinin anlamı nedir?
İnsan. İlk insan ve ilk peygamber (A.S.)Allah ilk insan
olarak Âdem'i, sonra eşi Havva'yı yaratmıştır. Bugünkü
insanlar onlardan türeyip çoğalmıştır. Bazı dine tâbi
olmıyanlar, insanın maymun soyundan bir hayvandan türediğini
iddia ederler. Bu iddia kasıtlıdır, çünki ilmî isbatı
yapılamamıştır. Lâboratuarlarda küçük canlılar üzerinde
yapılan çalışmalar göstermiştir ki, canlının genetik
yapısında meydana gelen değişiklik sonucu türeyen yeni
canlı, ana-babasından daha mükemmel değil; dejenere olmuş,
soysuzlaşmış, bozuk bir şekil almıştır. İnsan ise en
mükemmel mahluktur. Kaldı ki bu güne kadar bir canlının
değişip başka bir canlı haline geldiğini kimse görmemiştir.
Bugünkü maymunlar da hâlâ insan olmamışlardır. Bugünün
psikoloji ve felsefi antropolojisi insanın mahiyetçe, özce
hayvandan farklı olduğunu kabul etmiştir. $ Yani: Cenâb-ı
Hak, Âdem'i (A.S.) bütün kemalâtın mebadisini tazammun eden
âli bir fıtratla tasvir etmiştir ve bütün maâlinin
tohumlarına mezraa olarak yüksek bir istidat ile
halketmiştir ve mevcudatı ihata eden ulvi bir vicdan ve
ihatalı on duygu ile teçhiz etmiştir; ve bu üç meziyet
sayesinde, bütün hakaik-ı eşyayı öğretmeye hazırlamıştır,
sonra bütün esmayı kendisine öğretmiştir. Âdem'i halketti,
tesviye etti, cesedine nefh-i ruh etti, terbiye etti, sonra
esmâyı tâlim etti ve hilâfete namzed kıldı. Sonra vakta ki
Âdem'i melâikeye tercih etmekle rüchan mes'elesinde ve
hilâfet istihkakında ilm-i esmâ ile mümtaz kıldı. İ.İ.)(Hz.
Âdem'in (A.S.) Cennet'ten ihracı ve bir kısım beni-âdemin
Cehennem'e idhali ne hikmete mebnidir?Elcevap: Hikmeti,
tavziftir... Öyle bir vazife ile me'mur edilerek
gönderilmiştir ki, bütün terakkkiyat-ı mâneviye-i
beşeriyenin ve bütün istidâdât-ı beşeriyenin inkişaf ve
inbisatları ve mâhiyet-i insaniyenin bütün Esmâ-i İlâhiyeye
bir âyine-i câmia olması, o vazifenin netayicindendir. Eğer
Hz. Adem Cennette kalsaydı; melek gibi makamı sâbit kalırdı,
istidâdât-ı beşeriye inkişaf etmezdi. Halbuki yeknesak makam
sâhibi olan melâikeler çoktur, o tarz ubudiyet için insana
ihtiyaç yok. Belki hikmet-i İlâhiye, nihayetsiz makamatı
kat' edecek olan insanın istidadına muvafık bir dâr-ı
teklifi iktiza ettiği için, melâikelerin aksine olarak
mukteza-yı fıtratları olan mâlum günahla Cennet'ten ihraç
edildi. Demek Hazret-i Adem'in Cennet'ten ihracı, ayn-ı
hikmet ve mahz-ı rahmet olduğu gibi; küffarın da Cehennem'e
idhalleri haktır ve adâlettir. M.) (Bak: Terakkiyat)
Yokluk, olmama, bulunmama.
Fakirlik. (Vücudun
zıddı)(Bir zaman -küçüklüğümde- hayalimden sordum: "Sana bir
milyon sene ömür ve dünya saltanatı verilmesini, fakat sonra
ademe ve hiçliğe düşmesini mi istersin? Yoksa, bâki, fakat
âdi ve meşakkatli bir vücudu mu istersin?" dedim. Baktım
ikincisini arzulayıp birincisinden "Âh!" çekti. "Cehennem de
olsa beka isterim." dedi. R.N.)(Eğer sen dalâlette boğulup
çıkamıyorsan; yine cehennemin vücudu bin derece idam-ı
ebediden hayırlıdır. Ve kâfirlere de bir nevi merhamettir.
Çünkü insan, hattâ yavrulu hayvanat dahi, akrabasının ve
evlâdının ve ahbabının lezzetleriyle ve saadetleriyle
lezzetlenir, bir cihette mes'ud olur. Şu halde, sen ey
mülhid, dalâletin itibariyle ya idam-ı ebedi ile ademe
düşeceksin veya cehenneme gireceksin! Şerr-i mahz olan adem
ise, senin bütün sevdiklerin ve saadetleriyle memnun ve bir
derece mes'ud olduğun umum akraba ve asl ve neslin, seninle
beraber idam olmasından, binler derece cehennemden ziyâde
senin ruhunu ve kalbini ve mâhiyet-i insaniyeni yandırır.
Çünkü cehennem olmazsa cennet de olmaz; herşey senin küfrün
ile ademe düşer. Eğer sen cehenneme girsen, vücud dâiresinde
kalsan, senin sevdiklerin ve akrabaların ya cennette mes'ud
veya vücud dâirelerinde bir cihette merhametlere mazhar
olurlar. Demek, herhalde cehennemin vücuduna taraftar olmak
sana lâzımdır. Cehennem aleyhinde bulunmak ademe taraftar
olmaktır ki; hadsiz dostlarının saadetlerinin hiç olmasına
taraftarlıktır. Evet cehennem ise, hayr-ı mahz olan dâire-i
vücudun Hakim-i zülcelâlinin hakimâne ve âdilâne bir
hapishâne vazifesini gören dehşetli ve celâlli bir mevcud
ülkesidir. Hapishâne vazifesini de görmekle beraber, başka
pek çok vazifeleri var. Ve pek çok hikmetleri ve âlem-i
bekâya âit hizmetleri var. Ve zebâni gibi pek çok zihayatın
celâldarâne meskenleridir. Ş.)
"ÂDEM" kelimesine ilk yorumu yazan sen ol.