58.000'den fazla kelime ile en kapsamlı Osmanlıca Türkçe sözlük
Aradığınız Osmanlıca kelimelerin Türkçe anlamlarını sözlüğümüzde bulabilirsiniz
ÂHİRET ne demek? ÂHİRET kelimesinin anlamı nedir?
Bu dünyadan sonra gideceğimiz ebedi âlem. Âhiret,
kıyamet koptuktan sonra, bütün varlıkların ve insanların
devamlı kalacakları yerdir. Orada ölüm yoktur, hayat
sonsuzdur; dinin emirlerine bağlı olanlar için cennet; dine
bağlı olmıyanlar için de cehennem vardır. Âhirete inanmayan
insan müslüman olamaz. Kur'an ve peygamberi inkar etmiş
olur. İnsan ölüp toprak olduktan sonra onu kim diriltecek
diyenlere Kur'anın pek çok cevaplarından biri meâlen şudur:
"Onu ilkin kim yarattı ise, öldükten sonra da yine o
diriltecek." (Bak: Haşir)(Dünya dar-ül hikmet ve ahiret
dar-ül kudret olduğundan; dünyada Hakîm, Mürettib, Müdebbir,
Mürebbi gibi çok isimlerin iktizasıyla, dünyada icad-ı eşya,
bir derece tedricî ve zaman ile olması, hikmet-i
Rabbaniyenin muktezasıyla olmuş. Âhirette ise; hikmetten
ziyade kudret ve rahmetin tezahürleri için maddeye ve
müddete ve zamana ve beklemeye ihtiyaç bırakmadan, birden
eşya inşa ediliyor. Burada bir günde ve bir senede yapılan
işler, âhirette bir anda ve bir lemhada inşasına işareten
Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan: $ ferman eder. Ş.)(Mühim bir
taraftan ehemmiyetli bir sual: Rivayette gelmiş ki, Cennette
bir adama beşyüz senelik bir Cennet verilir. Bu hakikat
akl-ı dünyevinin havsalasında nasıl yerleşir?Elcevap : Nasıl
ki bu dünyada herkesin dünya kadar hususi ve muvakkat bir
dünyası var. Ve o dünyanın direği onun hayatıdır. Ve zahiri
ve batıni duygularıyla o dünyasından istifade eder. Güneş
bir lâmbam, yıldızlar mumlarımdır der. Başka mahlukat ve
ziruhlar bulunmaları, o adamın mâlikiyetine mani olmadıkları
gibi, bilâkis onun hususî dünyasını şenlendiriyorlar,
zinetlendiriyorlar. Aynen öyle de, fakat binler derece
yüksek, herbir mü'min için binler kasır ve hurileri ihtiva
eden has bahçesinden başka, umumi cennetten beşyüz sene
genişliğinde birer hususi cenneti vardır. Derecesi
nisbetinde inkişaf eden hissiyatıyla, duygularıyla cennete
ve ebediyete lâyık bir surette istifade eder. Başkaların
iştiraki onun mâlikiyetine ve istifadesine noksan
vermedikleri gibi, kuvvet verirler. Ve hususi ve geniş
cennetini zinetlendiriyorlar. Evet, bu dünyada bir adam, bir
saatlik bir bahçeden ve bir günlük bir seyrangahtan ve bir
aylık bir memleketten ve bir senelik bir mesiregâhta
seyahatından; ağzıyla, kulağıyla, gözleriyle, zevkiyle,
zâikasıyla, sâir duygularıyla istifade ettiği gibi; aynen
öyle de fakat bir saatlik bir bahçeden ancak istifade eden
bu fâni memleketteki kuvve-i şâmme ve kuvve-i zâika, o bâki
memlekette bir senelik bahçeden aynı istifadeyi eder. Ve
burada bir senelik mesiregâhtan ancak istifade edebilen bir
kuvve-i bâsıra ve kuvve-i sâmia orada, beşyüz senelik
mesiregâhındaki seyahattan; o haşmetli, baştan başa zinetli
memlekete lâyık bir tarzda istifade eder. Her mü'min
derecesine ve dünyada kazandığı sevaplar, haseneler
nisbetinde inbisat ve inkişaf eden duygularıyla zevk alır,
telezzüz eder, müstefid olur. L.)
"ÂHİRET" kelimesine ilk yorumu yazan sen ol.