58.000'den fazla kelime ile en kapsamlı Osmanlıca Türkçe sözlük
Aradığınız Osmanlıca kelimelerin Türkçe anlamlarını sözlüğümüzde bulabilirsiniz
ALİYY-ÜL MURTAZA (R.A.) ne demek? ALİYY-ÜL MURTAZA (R.A.) kelimesinin anlamı nedir?
Esedullah, Aliyy-ibni Ebi Talib, Ebutturâb, İmâm-ı Ali
isimleri ile de anılır.Hz. Resul-i Ekrem'in (A.S.M.) amcası
Ebu Tâlib'in oğlu olup Hicretten yirmiüç yıl önce doğmuş ve
Bi'setin ikinci günü daha on yaşında iken imân etmiş, hiç
putlara tapmamıştır. Bunun için mübârek ismi söylendiğinde,
Kerremallâhü Veche diye tâzim edilir. Bütün gazâlarda, din
muharebelerinde çok kahramanlık ve fedâkârlığından dolayı
"Esedullâh: Allah'ın aslanı" nâmını da almıştır. Aşere-i
Mübeşşeredendir. Ayetle medhedilmiştir. Kendinden evvelki üç
Halife-i kirâma (R.A.) seve seve biat etmiş, onlara Şeyh-ül
İslâm gibi hizmetlerine iştirak etmiştir. Evliyânın
reisidir. Hicretin kırkıncı yılında şehid edilmiştir. (R.A.)
Bu vesile ile onunla alâkalı bir dersten kısa ve mühim bir
kısmı yazıyoruz:(... Hem nakl-i sahih-i kat'î ile İmam-ı
Ali'ye demiş: "Sende Hazret-i İsa (A.S.) gibi iki kısım
insan helâkete gider. Birisi ifrat-ı muhabbet; diğeri,
ifrat-ı adâvetle. Hazret-i İsâ'ya Nasrâni, muhabbetinden
hadd-i meşrudan tecavüz ile hâşâ ibnullâh dediler. Yahudi,
adâvetinden tecâvüz ettiler, nübüvvetini ve kemâlini inkâr
ettiler. Senin hakkında da bir kısım, hadd-i meşru'dan
tecavüz edecek, muhabbetinden helâkete gidecektir." $ demiş,
bir kısmı senin adâvetinden çok ileri gidecekler; onlar da
Havâricdir ve Emevîlerin bir kısım müfrit taraftarlarıdır
ki, onlara Nâsibe denilir.Eğer denilse: Al-i Beyte muhabbeti
Kur'an emrediyor. Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm
çok teşvik etmiş, o muhabbet Şialar için belki bir özür
teşkil eder. Çünkü, ehl-i muhabbet bir derece ehl-i
sekirdir. Ne için Şialar, hususan Rafiziler, o muhabbetten
istifâde etmiyorlar? Belki işâret-i nebeviye ile o fart-ı
muhabbetten mahkûmdurlar?"Elcevab: Muhabbet iki kısımdır:
Biri; mânâ-yı harfiyle, yani Resul-ü Ekrem Aleyhhissalâtü
Vesselâm hesabına, Cenâb-ı Hak namına, Hazret-i Ali ile
Hasan ve Hüseyin ve Al-i Beyti (R.A.) sevmektir. Şu muhabbet
Resul-ü Ekrem'in (A.S.M.) muhabbetini ziyadeleştirir.
Cenab-ı Hakkın muhabbetine vesile olur. Şu muhabbet
meşru'dur, ifratı zarar vermez, tecâvüz etmez, başkalarının
zemmini ve adâvetini iktizâ etmez.İkincisi: Manâ-yı ismiyle
muhabbettir. Yâni: Bizzat onları sever. Hazret-i Peygamber
Aleyhissalâtü Vesselâmı düşünmeden Hazret-i Ali'nin
kahramanlıklarını ve kemâlini; ve Hazret-i Hasan ve
Hüseyin'in yüksek faziletlerini düşünür; sever. Hatta
Allah'ı bilmese de, Peygamberi tanımasa da yine onları
sever. Bu sevmek Resul-ü Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın
muhabbetine ve Cenab-ı Hakkın muhabbetine sebebiyyet vermez;
hem ifrat olsa, başkaların zemmini ve adâvetini iktiza
eder.İşte işâret-i Nebeviyye ile Hazret-i Ali hakkında
ziyâde muhabbetlerinden Hazret-i Ebu Bekir-i Sıddık ile
Hazret-i Ömer'den teberri ettiklerinden hasârete düşmüşler
ve o menfi muhabbet sebeb-i hasarettir. M.)
"ALİYY-ÜL MURTAZA (R.A.)" kelimesine ilk yorumu yazan sen ol.
"ALİYY-ÜL MURTAZA (R.A.)" kelimesine ilk yorumu yazan sen ol.