58.000'den fazla kelime ile en kapsamlı Osmanlıca Türkçe sözlük
Aradığınız Osmanlıca kelimelerin Türkçe anlamlarını sözlüğümüzde bulabilirsiniz
KUVVE-İ ZÂİKA ne demek? KUVVE-İ ZÂİKA kelimesinin anlamı nedir?
Dildeki tad alma duygusu. (Bak: Dil)(Ağızdaki kuvve-i
zâika bir kapıcıdır; mide, cesedin idâresi noktasında bir
efendi ve bir hâkimdir. O saraya veyahut o şehre gelen ve
sarayın hâkimine verilen hediyenin yüz derece kıymeti varsa,
kapıcıya bahşiş nev'inden ancak beş derecesi muvafık olur..
fazla olamaz. Tâ ki; kapıcı gururlanıp, baştan çıkıp,
vazifeyi unutup, fazla bahşiş veren ihtilâlcileri saray
dahiline sokmasın. İşte bu sırra binâen, şimdi iki lokma
farzediyoruz. Bir lokma, peynir ve yumurta gibi mugaddi
maddeden kırk para; diğer lokma, en âlâ baklavadan on kuruş
olsa.. bu iki lokma ağıza girmeden, beden itibariyle
farkları yoktur, müsâvidirler; boğazdan geçtikten sonra,
cesed beslemesinde yine müsâvidirler. Belki, bazan kırk
paralık peynir, daha iyi besler. Yalnız, ağızdaki kuvve-i
zâikayı okşamak noktasında yarım dakika bir fark var. Yarım
dakika hatırı için kırk paradan on kuruşa çıkmak, ne kadar
mânâsız ve zararlı bir israf olduğu kıyas edilsin. Şimdi,
saray hâkimine gelen hediye kırk para olmakla beraber,
kapıcıya dokuz defa fazla bahşiş vermek, kapıcıyı baştan
çıkarır, "hâkim benim" der. Kim fazla bahşiş ve lezzet
verse; onu içeriye sokacak. İhtilâl verecek, yangın
çıkaracak, "Aman doktor gelsin, hararetimi teskin etsin,
ateşimi söndürsün." dedirmeye mecbur edecek. İşte, iktisad
ve kanaat, hikmet-i İlâhiyyeye tevfik-ı harekettir. Kuvve-i
zâikayı kapıcı hükmünde tutup, ona göre bahşiş verir. İsraf
ise; o hikmete zıt hareket ettiği için çabuk tokat yer,
mideyi karıştırır, iştiha-yı hakikiyi kaybeder. Tenevvü-ü
et'imeden gelen sun'i bir iştiha-yı kâzibe ile yedirir,
hazımsızlığa sebebiyet verir, hasta eder. L.)
"KUVVE-İ ZÂİKA" kelimesine ilk yorumu yazan sen ol.
"KUVVE-İ ZÂİKA" kelimesine ilk yorumu yazan sen ol.