58.000'den fazla kelime ile en kapsamlı Osmanlıca Türkçe sözlük
Aradığınız Osmanlıca kelimelerin Türkçe anlamlarını sözlüğümüzde bulabilirsiniz
MA'RİFETULLAH ne demek? MA'RİFETULLAH kelimesinin anlamı nedir?
Masnuat-ı İlâhiyeyi ve Kur'âni hakikatleri tefekkür ve
tahsil ile veya lütf-i İlâhi ile kalbi inkişâf ve basirete
sâhib olmak. Esmâ-i İlâhiyyeyi tanımak. İlâhi hakikatlara
vukufiyet. Her işte Allah rızâsına en uygun hareket tarzını
bilip amel etmek. (Ma'rifetin zıddı; inkârdır. İlmin zıddı
ise; cehildir.) (Bak: Vicdan-İrfân)(Muhyiddin-i Arabi,
Fahreddin-i Râzi'ye mektubunda demiş: "Allah'ı bilmek,
varlığını bilmenin gayrıdır." Bu ne demektir? Maksad nedir
soruyor?Usul-üd-din imamları ve ulema-i ilm-i Kelâmın akaide
dair ve vücud-u Vâcib-ül-Vücud ve Tevhid-i İlâhiye dair
beyanatları, Muhyiddin-i Arabi'nin nazarında kâfi gelmediği
için, İlm-i Kelâm'ın imamlarından Fahreddin-i Râzi'ye öyle
demiş.Evet, İlm-i Kelâm vasıtasiyle kazanılan Mârifet-i
İlâhiye, mârifet-i kâmile ve huzur-u tam vermiyor. Kur'an-ı
Mu'ciz-il Beyan'ın tarzında olduğu vakit, hem mârifet-i
tâmmeyi verir; hem huzur-u etemmi kazandırır ki, inşâallah,
Risale-i Nur'un bütün eczaları, o Kur'an-ı Mu'ciz-ül
Beyan'ın cadde-i nurânisinde birer elektrik lâmbası
hizmetini görüyorlar.Hem, Muhyiddin-i Arabi'nin nazarına,
Fahreddin-i Râzi'nin İlm-i Kelâm vâsıtasiyle aldığı
mârifetullah ne kadar noksan görülüyor; öyle de; tasavvuf
mesleğiyle alınan mârifet dahi, Kur'an-ı Hakim'den doğrudan
doğruya veraset-i Nübüvvet sırriyle alınan mârifete nisbeten
o kadar noksandır. Çünki: Muhyiddin-i Arabi mesleği, huzur-u
dâimiyi kazanmak için $ deyip, kâinatın vücudunu inkâr
edecek bir tarza kadar gelmiş. Ve sâirleri ise, yine huzur-u
dâimiyi kazanmak için $ deyip, kâinatı nisyan-ı mutlak
altına almak gibi, acib bir tarza girmişler. Kur'an-ı
Hakim'den alınan mârifet ise, huzur-u dâimiyi vermekle
beraber, ne kâinatı mahkum-u adem eder, ne de nisyan-ı
mutlakta hapseder. Belki, başıbozukluktan çıkarıp, Cenâb-ı
Hak nâmına istihdam eder. Herşey mir'at-ı mârifet olur.
Sa'di-i Şirazi'nin dediği gibi: $ Herşeyde Cenâb-ı Hakk'ın
mârifetine bir pencere açar.Bâzı Sözlerde ulema-i İlm-i
Kelâm'ın mesleğiyle, Kur'andan alınan minhâc-ı hakikinin
farkları hakkında şöyle bir temsil söylemişiz ki; meselâ:
Bir su getirmek için, bâzıları küngân (su borusu) ile uzak
yerden, dağlar altında kazar, su getirir. Bir kısım da, her
yerde kuyu kazar, su çıkarır. Birinci kısım çok zahmetlidir;
tıkanır, kesilir. Fakat her yerde kuyuları kazıp su
çıkarmağa ehil olanlar, zahmetsiz herbir yerde suyu
buldukları gibi, aynen öyle de: Ulema-i İlm-i Kelâm, esbabı,
nihayet-i âlemde teselsül ve devrin muhâliyeti ile kesip,
sonra Vâcib-ül Vücud'un vücudunu onunla isbat ediyorlar.
Uzun bir yolda gidiliyor. Amma Kur'an-ı Hakim'in minhâc-ı
hakikisi ise, her yerde suyu buluyor, çıkarıyor. Her bir
âyeti, birer Asâ-yı Musâ gibi nereye vursa âb-ı hayat
fışkırtıyor. $ düsturunu, herşeye okutturuyor.Hem imân
yalnız ilim ile değil, imânda çok letâifin hisseleri var.
Nasılki: Bir yemek mideye girse, o yemek muhtelif âsâba,
muhtelif bir surette inkısam edip tevzi olunuyor. İlim ile
gelen mesâil-i imâniye dahi, akıl midesine girdikten sonra
derecata göre ruh, kalb, sır, nefis ve hâkezâ.. letâif,
kendine göre birer hisse alır, masseder. Eğer onların
hissesi olmazsa, noksandır. İşte Muhyiddin-i Arabi,
Fahreddin-i Râziye bu noktayı ihtar ediyor. M.)
"MA'RİFETULLAH" kelimesine ilk yorumu yazan sen ol.
"MA'RİFETULLAH" kelimesine ilk yorumu yazan sen ol.