58.000'den fazla kelime ile en kapsamlı Osmanlıca Türkçe sözlük
Aradığınız Osmanlıca kelimelerin Türkçe anlamlarını sözlüğümüzde bulabilirsiniz
MUHABBETULLAH ne demek? MUHABBETULLAH kelimesinin anlamı nedir?
Cenab-ı Hakk'a karşı beslenen ihlâslı sevgi.(...Sende,
senin nefsine olan şedid muhabbetin O'nun zâtına karşı
muhabbet-i zâtiyedir ki, sen su-i istimal edip kendi zâtına
sarfediyorsun. Öyle ise, nefsindeki eneyi yırt, hüveyi
göster. Ve kâinata dağınık bütün muhabbetlerin, O'nun esmâ
ve sıfâtına karşı verilmiş bir muhabbettir. Sen su-i istimal
etmişsin, cezasını da çekiyorsun. Çünkü yerinde
sarfolunmayan bir muhabbet-i gayr-i meşruanın cezası,
merhametsiz bir musibettir. Rahman-ür-Rahim ismiyle
hurilerle müzeyyen Cennet gibi senin bütün arzularına câmi'
bir meskeni, senin cismani hevesatına ihzar eden ve sair
esmâsiyle senin ruhun, kalbin, sırrın, aklın ve sair
letâifin arzularını tatmin edecek ebedi ihsanatını, o
cennette sana müheyya eden ve her bir isminde mânevi çok
hazine-i ihsan ve kerem bulunan bir Mahbub-u Ezelinin,
elbette bir zerre muhabbeti, kâinata bedel olabilir. Kâinat
O'nun bir cüz'i tecelli-i muhabbetine bedel olamaz.
S.)(Velâyet yollarının ve tarikat şubelerinin en mühim esası
ihlâsdır. Çünkü, ihlâs ile hafi şirklerden halâs olur.
İhlâsı kazanmıyan, o yollarda gezemez ve o yolların en
keskin kuvveti, muhabbettir. Evet muhabbet; mahbubunda
bahaneler aramaz ve kusurlarını görmek istemez. Ve kemâline
delâlet eden zayıf emâreleri, kavi hüccetler hükmünde görür.
Dâima mahbubuna tarafdardır.İşte bu sırra binaendir ki,
muhabbet ayağı ile marifetullaha teveccüh eden zâtlar
şübehata ve itirâzata kulak vermezler, ucuz kurtulurlar.
Binler şeytan toplansa, onların mahbub-u hakikisinin
kemâline işaret eden bir emareyi, onların nazarında ibtal
edemez. Eğer muhabbet olmazsa, o vakit kendi nefsi ve
şeytanı ve harici şeytanların ettikleri itirazât içinde çok
çırpınacak. Kahramancasına bir metanet ve kuvvet-i imân ve
dikkat-ı nazar lâzımdır ki, kendisini kurtarsın.İşte bu
sırra binaendir ki, umum meratib-i velâyette,
mârifetullahtan gelen muhabbet, en mühim mâye ve iksirdir.
Fakat muhabbetin bir vartası var ki, ubudiyyetin sırrı olan
niyazdan, mahviyetten, naza ve dâvaya atlar, mizansız
hareket eder. Mâsiva-yı İlâhiyeye teveccühü hengâmında,
mâna-yı harfîden mâna-yı ismîye geçmesi ile, tiryak iken
zehir olur. Yâni gayrullahı sevdiği vakit Cenab-ı Hak
hesabına ve onun nâmına, onun bir âyine-i esmâsı olmak
ciheti ile rabt-ı kalb etmek lâzım iken; bazan o zâtı o zât
hesabına kendi kemâlât-ı şahsiyesi ve cemâl-i zâtîsi nâmına
düşünüp, mâna-yı ismîyle sever. Allah'ı ve Peygamber'i
düşünmeden yine onları sevebilir. Bu muhabbet,
muhabbetullaha vesile değil, perde oluyor. Mâna-yı harfî ile
olsa, muhabbetullaha vesile olur, belki cilvesidir
denilebilir. M.)( $ âyetinde i'cazlı bir îcaz vardır. Çünki
çok cümleler, bu üç cümlenin içinde dercedilmiştir. Şöyleki:
Şu âyet diyor ki: "Allah'a (Celle Celâluhu) imanınız varsa
elbette Allah'ı seveceksiniz. Mâdem Allah'ı seversiniz,
Allah'ın sevdiği tarzı yapacaksınız. Ve o sevdiği tarz ise,
Allah'ın sevdiği zâta benzemelisiniz. Ona benzemek ise, ona
ittiba etmektir. Ne vakit ona ittiba etseniz. Allah da sizi
sevecek. Zâten siz Allah'ı seversiniz, tâ ki, Allah da sizi
sevsin". L.)
"MUHABBETULLAH" kelimesine ilk yorumu yazan sen ol.
"MUHABBETULLAH" kelimesine ilk yorumu yazan sen ol.