58.000'den fazla kelime ile en kapsamlı Osmanlıca Türkçe sözlük
Aradığınız Osmanlıca kelimelerin Türkçe anlamlarını sözlüğümüzde bulabilirsiniz
SAHABE ne demek? SAHABE kelimesinin anlamı nedir?
(Sahâbi) Sâhibler. Sâhib çıkanlar.
Peygamberimiz
Hazret-i Muhammed (A.S.M.) sağ iken mü'min olarak görmüş,
mü'min olarak vefat etmiş erkek müslüman. (Bak: Ashab,
Sohbet.)(Eğer desen : "Sahabeler de insandırlar, hatâdan,
hilâftan hâli olmazlar. Halbuki, içtihadın ve ahkâm-ı
şeriatın medarı, sahabelerin adaleti ve sıdkıdır ki, hattâ
ümmet "Sahabeler umumen âdildirler, doğru söylerler. " diye,
ittifak etmişler.Elcevab: Evet, sahabeler ekseriyet-i
mutlaka itibariyle hakka âşık, sıdka müştak, adalete
hâhişgerdirler. Çünki, yalanın ve kizbin çirkinliği, bütün
çirkinliğiyle ve sıdkın ve doğruluğun güzelliği, bütün
güzelliğiyle o asırda öyle bir tarzda gösterilmiş ki,
ortalarındaki mesafe, Arş'tan Ferş'e kadar açılmış. Esfel-i
sâfilîndeki Müseylime-i Kezzâb'ın derekesinden Alâ-yı
İlliyyinde olan Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm'ın
derece-i sıdkı kadar bir ayrılık görülmüştür. Evet,
Müseylime'yi esfel-i sâfilîne düşüren kizb olduğu gibi,
Muhammed-ül Emin Aleyhissalâtü Vesselâm'ı âlâ-yı iliyyîne
çıkaran sıdktır ve doğruluktur.İşte hissiyat-ı ulviyeyi
taşıyan ve mehâsin-i ahlâkiyeye perestiş eden ve Şems-i
Nübüvvet'in ziya-i sohbetiyle nurlanan sahabeler, o derece
çirkin ve sukuta sebep ve Müseylime'nin maskara-âlud
müzahrefat dükkânındaki kizbe, ihtiyariyle ellerini
uzatmamak ve küfürden çekindikleri gibi, küfrün arkadaşı
olan kizbden çekinmeleri ve o derece güzel ve medar-ı fahr
ve mübahat ve mi'râc-ı suud ve terakki ve Fahr-i Risalet'in,
hazine-i âliyesinden en revaçlı bulunan ve şa'şaa-i
cemaliyle, içtimaat-ı insaniyyeyi nurlandıran sıdka ve
doğruluğa ve hakka -ve bilhassa ahkâm-ı şer'iye rivayetinde
ve tebliğinde- elbette ellerinden geldiği kadar talip ve
muvafık ve âşık olmaları kat'idir, zaruridir, şüphesizdir.
Halbuki şu zamanda, kizb ve sıdkın ortasındaki mesafe o
kadar kısalmış ki, âdeta omuz omuza vermişler. Sıdktan
yalana (geçmek) pek kolay gidiliyor. Hattâ siyaset
propagandası vasıtasıyla yalancılık, doğruluğa tercih
ediliyor. İşte, en çirkin şey, en güzel şeylerle beraber bir
dükkânda, bir fiatla satılsa; elbette pek âli olan ve
hakikat cevherine giden sıdk ve hak pırlantası o dükkâncının
mârifetine ve sözüne itimad edip, körü körüne alınmaz.
S.)(Ehl-i Sünnet Velcemaat, sahabeler zamanındaki
fitnelerden bahis açmayı men'etmişler. Çünki Vâkıa-i
Cemel'de Aşere-i Mübeşşere'den Zübeyr ve Talha ve Aişe-i
Sıddıka (R.Anhüm) bulunmasıyla Ehl-i Sünnet Velcemaat, o
harbi, içtihad neticesi deyip: Hazret-i Ali (R.A.) haklı,
öteki taraf haksız; fakat içtihad neticesi olduğu cihetle
afvedilir. Hem Vehhabîlik damarı, hem müfrit Râfızîlerin
mezhebleri İslâmiyete zarar vermesin diye Sıffîn Harbindeki
bâgilerden de bahis açmayı zararlı görüyorlar.Haccac-ı
Zâlim, Yezid ve Velid gibi heriflere İlm-i Kelâm'ın büyük
allâmesi olan Sa'deddin-i Taftazanî, "Yezid'e lânet câizdir"
demiş; fakat "Lânet vâcibdir" dememiş. "Hayırdır ve sevabı
vardır" dememiş. Çünki, hem Kur'anı, hem peygamberi, hem
bütün sahabelerin kudsi sohbetlerini inkâr eden hadsizdir.
Şimdi onlardan meydanda gezenler çoktur. Şer'an bir adam,
hiç mel'unları hatıra getirmeyip lânet etmese, hiçbir zararı
yok. Çünki zem ve lânet ise, medih ve muhabbet gibi değil;
onlar, amel-i salihde dahil olamaz. Eğer zararı varsa daha
fena... R.N.)(İmam-ı Ali (kerremallahü veche)nin şahsına ve
hayatına ve adalet-i hakiki üzerine giden siyasetine
ilişmek, darbe vurmak başkadır. Şahsiyet-i zâhirîsinden ve
hayat-ı dünyeviyesinden ve siyaset-i içtimaiyesinden binler
derece daha yüksek olan şahsiyet-i mânevîsine ve kemalât-ı
ilmiyesine ve makamat-ı velâyetine ve varisliğine darbe
gelmez ve gelmemiş ve gelemiyor. Kimin haddi var? Onun için,
iki ciheti birleştirmek tevehhümüyle karşısında muarazaya
çalışanların taarruzu pek dehşetli görünüyor. Ehl-i iman
ortasında nasıl böyle vukuat olabilir? diye hayret veriyor.
Halbuki Yezid ve Velid gibi habis herifler müstesna,
ötekilerin kısm-ı azamı, İmam-ı Ali'nin (R.A.) hârika
kemalâtına ve kerametlerine ve verasetine ilişmek değil;
belki yalnız hayat-ı içtimaiye-i insaniyeye ait idaresine
darbe vurmağa çalışmışlar, hatâ etmişler. R.N.)
"SAHABE" kelimesine ilk yorumu yazan sen ol.