58.000'den fazla kelime ile en kapsamlı Osmanlıca Türkçe sözlük
Aradığınız Osmanlıca kelimelerin Türkçe anlamlarını sözlüğümüzde bulabilirsiniz
TERCEME ne demek? TERCEME kelimesinin anlamı nedir?
(Tercüme) Bir sözü bir dilden başka dile çevirmek. Bir
lügatı, diğer bilinen lügata çevirerek
anlatmak.("Elhamdülillah" bir Cümle-i Kur'aniyyedir. Bunun
en kısa mânası, ilm-i Nahiv ve Beyan kaidelerinin iktiza
ettiği şudur: $Yâni: "Ne kadar hamd ve medh varsa, kimden
gelse, kime karşı da olsa, ezelden ebede kadar hasdır ve
lâyıktır O zât-ı Vâcib-ül-Vücuda ki, ALLAH denilir. " İşte,
"Ne kadar hamd varsa", "El-i istigrak" tan çıkıyor. "Her
kimden gelse" kaydı ise, "Hamd" masdar olup, fâili
terkedildiğinden, böyle makamda umumiyeti ifade eder. Hem
mef'ulün terkinde, yine makam-ı hitabide külliyet ve
umumiyeti ifade ettiği için, "Her kime karşı olsa" kaydını
ifade ediyor. "Ezelden ebede kadar" kaydı ise; fi'lî
cümlesinden ismî cümlesine intikal kaidesi, sebat ve devama
delâlet ettiği için, o mânayı ifade ediyor. "Has ve
müstehak" mânasını "Lillâh" daki "Lâm-ı cer" ifade ediyor.
Çünkü: o "Lâm", ihtisas ve istihkak içindir. "Zat-ı Vacib-ül
Vücud" kaydı ise; vücub-u vücud, Uluhiyetin lâzım-ı zarurîsi
ve Zat-ı Zülcelâle karşı bir ünvan-ı mülâhaza olduğundan,
"Lafzullah" sair esmâ ve sıfâta câmiiyeti ve ism-i Azam
olduğu itibariyle, delâlet-i iltizamiye ile delâlet ettiği
gibi; Vâcib-ül Vücud ünvanına dahi, o delâlet-i iltizamiye
ile delâlet ediyor.İşte, "Elhamdülillah" cümlesinin en kısa
ve Ulemâ-yı Arabiyyece müttefekun-aleyh bir mânâ-yı zâhirîsi
şöyle olursa, başka bir lisana o icaz ve kuvvetle nasıl
tercüme edilebilir? M.)(Ehl-i ilhada kapılan ulemâ-üs-su',
milleti aldatmak için diyorlar ki: İmam-ı A'zam, sâir
imamlara muhalif olarak demiş ki: "İhtiyaç olsa, diyar-ı
baidede, Arabî hiç bilmeyenlere, ihtiyaç derecesine göre;
Fâtiha yerine Fârisî tercümesi cevazı var. "Öyle ise, biz de
muhtacız, Türkçe okuyabiliriz?.."Elcevab: İmam-ı A'zam'ın bu
fetvasına karşı, başta a'zamî imamların en mühimleri ve sair
oniki eimme-i müçtehidîn, o fetvanın aksine fetva
veriyorlar. Âlem-i İslâm'ın cadde-i kübrâsı, o umum eimmenin
caddesidir; mu'zam-ı Ümmet, cadde-i kübrâda gidebilir. Başka
hususi ve dar caddeye sevkedenler, idlâl ediyorlar. İmam-ı
A'zam'ın fetvası, beş cihette hususidir:Birincisi: Merkez-i
İslâmiyetten uzak diyar-ı âherde bulunanlara
aittir.İkincisi: İhtiyac-ı hakikiye binaendir.Üçüncüsü: Bir
rivayette, lisan-ı ehl-i Cennet'ten sayılan Fârisî lisaniyle
tercümeye mahsustur.Dördüncüsü: Fâtiha'ya mahsus olarak
cevaz verilmiş, tâ Fâtiha'yı bilmeyen namazı
terketmesin.Beşincisi: Kuvvet-i imandan gelen bir hamiyet-i
İslâmiye ile, maâni-i mukaddesenin, avâmın tefehhümüne medâr
olmak için cevaz gösterilmiş. Halbuki, za'f-ı imandan gelen
ve menfi fikr-i milliyetten çıkan ve lisan-i Arabîye karşı
nefret ve zaaf-ı imândan tevellüd eden meyl-i tahrip
sâikasıyla tercüme edip Arabî aslını terketmek, dini terk
ettirmektir! M.)(Terceme: Bir kelâmın mânasını diğer bir
lisanda dengi bir tâbir ile aynen ifade etmektir. Terceme
aslın mânasına tamamen mutabık olmak için sarahatte
delâlette, icmalde tafsilde, umumda hususda, ıtlakta
takyidde, kuvvette isabette, hüsn-i edada, üslub-u beyanda,
hâsılı ilimde, san'atta asıldaki ifadeye müsavi olmak iktiza
eder. Yoksa tam bir terceme değil, eksik bir anlatış olmuş
olur. Halbuki muhtelif lisanlar beyninde hutut-i müştereke
ne kadar çok olursa olsun, herbirini diğerinden ayıran
birçok hususiyetler de vardır.Onun için lisanî hususiyeti
olmayıp sırf akl u mantıka hitab eden kuru ve fennî
eserlerin kabiliyet-i ilmiyesi terakki etmiş olan lisanlara
hakkıyla tercemesi kabil olduğunda söz yoksa da hem akla,
hem kalbe yahut yalnız zevk ü hissiyata hitab eden ve lisan
nokta-i nazarından edebi kıymeti ve zevk-i san'atı haiz
bulunan canlı ve bediî eserlerin tercemelerinde muvaffakiyet
görüldüğü nadirdir. (Elmalılı Tefsiri)
"TERCEME" kelimesine ilk yorumu yazan sen ol.