58.000'den fazla kelime ile en kapsamlı Osmanlıca Türkçe sözlük
Aradığınız Osmanlıca kelimelerin Türkçe anlamlarını sözlüğümüzde bulabilirsiniz
TESETTÜR ne demek? TESETTÜR kelimesinin anlamı nedir?
Kapanıp gizlenme. Örtünme.
Fık: Kadınların ve
erkeklerin başkasına, nâmahremlere vücutlarının haram
kısımlarını örtüp göstermemeleri.(Kur'an merhameten,
kadınların hürmetini muhafaza için haya perdesini takmasını
emreder. Tâ hevesat-ı rezilenin ayağı altında o şefkat
madenleri zillet çekmesinler. Alet-i hevesat, ehemmiyetsiz
bir meta hükmüne geçmesinler. Medeniyet ise, kadınları
yuvalarından çıkarıp, perdelerini yırtıp, beşeri de baştan
çıkarmıştır. Halbuki aile hayatı, kadın - erkek mabeyninde
mütekabil hürmet ve muhabbetle devam eder. Halbuki, açık -
saçıklık, samimi hürmet ve muhabbeti izale edip ailevi
hayatı zehirlemiştir. Hususan suretperestlik, ahlâkı fena
halde sarstığı ve sukut-u ruha sebebiyet verdiği şununla
anlaşılır: Nasılki, merhume ve rahmete muhtaç bir güzel
kadın cenazesine nazar-ı şehvet ve hevesle bakmak, ne kadar
ahlâkı tahrip eder. Öyle de: Ölmüş kadınların suretlerine
veyahut sağ kadınların küçük cenazeleri hükmünde olan
suretlerine hevesperverane bakmak, derinden derine
hissiyat-ı ulviye-i insaniyeyi sarsar, tahrip eder. S.)(Hem
tefahhuş ve tefessüh etmeyen bir güzel kadın, nâzik ve
seri'-üt teessür olduğundan; maddeten te'siri tecrübe
edilen, belki semlendiren pis nazarlardan elbette sıkılır.
Hatta iştiyoruz, açık saçıklık yeri olan Avrupa'da çok
kadınlar, bu dikkat-ı nazardan sıkılarak "Bu alçaklar bizi
göz hapsine alıp sıkıyorlar" diye polislere şekva ediyorlar.
Demek medeniyetin ref'-i tesettürü, hilâf-ı fıtrattır.
Kur'ân'ın tesettür emri fıtri olmakla beraber; o maden-i
şefkat ve kıymettar birer refika-i ebediyye olabilen
kadınları tesettür ile sukuttan, zilletten ve mânevi
esaretten ve sefâletten kurtarıyor. L.)(Her müslüman için
avret mahallerini örtecek, kendisini sıcaktan, soğuktan
koruyacak miktar elbise giymek farzdır. Bu elbisenin
etekleri, erkeklerde bacakların yarısına kadar; kadınlarda
ayakların yüzlerine kadar uzamalıdır. Kolları da parmak
uçlarına kadar uzun bulunmalıdır. B.İ.İ.)(İhticab ve
mesturiyetin "yani, perdelenme ve örtünmenin" nev'i ikidir.
Biri: hane içinde ihticabdır ki, kadın kısmı evi içinde
zevcinin ve mahremlerinin gayriye muhalit (Yani beraber ve
birarada) olmamak ve görünmemektir. Diğeri: Hane dışında
ihticabdır ki, kimseye görünmemek üzere yüzünü ve başdan
aşağıya kadar bütün endamını (vücudunu) ve hatta libasını
(yani: Evde giydiği elbisesini) örtmek ve gizlemektir. Bunun
zıddına tekeşşüf (açılma) ve bunun da ifratına tebezzül
(yani, ayak altına düşmüş ve herkesin oyuncağı olmuş
derecede kıymetsiz ve mübtezel olmak) tabir olunur.Kadınlar
tekeşşüfden ve tebezzülden ve ricalin (erkeklerin) iştahlı
gözlerine, dar örtülerle arz-ı endam etmekten memnu'durlar.
Yüzlerini ve ellerini hatta ayaklarını, namazda açık
bulundurabilirler. Velâkin zaruret olmadıkça mahrem olmayana
bunları (yani; yüzlerini, ellerini ve ayaklarını) dahi
gösteremezler. Sokakta yüz açmak ve libasın (yani, evde
giydiği elbisenin) kolunu veya eteğini örtüden (yani
cilbabdan ve çarşaftan) çıkarmak, şeriatın emrine
muhaliftir. İhticab (tam örtünmek) emr-i Kur'anîdir. Onda
(örtünmede) tehavünün (yani, örtünmede lâkaydlık ile
hassasiyet göstermemenin) vebali büyüktür. Yüz mahrem
değildir tâbiri, salât (namaz) hakkında olmaktan gayride
galattır. (yani: Yüz, namaz dışında mahremdir,
örtülmelidir.)Sure-i Celile-i Ahzab ile inen hicab (örtünme)
âyetinde: Açık-saçıklık, nehiy (haram) ve kadınlar erkekle
ihtilattan (karışık bulunmaktan) men' olunarak örtü altında
siyanet kılındılar. (yani, muhafaza altına alındılar.)
Ziynetlerinden mâdud olan libasları (yani, süs eşyası kabul
edilen evde giydikleri elbiseleri) dahi erkeklerden
örtünmeye mecbur olarak (yani: Kadınlara emredilerek) bürgü
ve çarşaf içinde bulundular ve yüzlerine peçe çekip yalnız
gözlerini açık bulundurdular.) (Ni'met-ül İslâm'dan)(Kızlar
ve kadınlar baştan aşağıya kadar örtündükten başka, yürürken
de edeb-i vakar ile yürüsünler. Örtüp gizledikleri sun'î
veya hılkî zinetleri bilinsin diye bacak oynatıp, ayak
çalmasınlar. Çapkın yürüyüşle nazar-ı dikkati
celbetmesinler.) (Elmalılı Tefsiri, Sure: 24, Ayet :
31)(Tesettür etmeyip de bütün güzellik ve süspüsleriyle
kendini yabancı gözlere vaz' ve teşhir eden bir kadın
tabiîdir ki; istiklâl ve hürriyetini ve vakar ve izzetini
muhafaza edemez. O.S.) (Bak: Avret)
"TESETTÜR" kelimesine ilk yorumu yazan sen ol.