58.000'den fazla kelime ile en kapsamlı Osmanlıca Türkçe sözlük
Aradığınız Osmanlıca kelimelerin Türkçe anlamlarını sözlüğümüzde bulabilirsiniz
VESVESE ne demek? VESVESE kelimesinin anlamı nedir?
Hafiflik.
Kırış mırış olmak.
Şübhe. Tereddüt. Kuruntu. Aslı olmayan
ihtimaller.(Vesvese, lügatta hışırtı, fısıltı gibi gizli ses
demektir. Bu münasebetle gönülde tevali ve tekerrür eden
gizli söze vesvese; ve bir nefse böyle bir söz ilka etmeğe
de, vesvese vermek tâbir olunur.) (E.T.)(Arkadaş! Vesvese ve
evham zulmetleri içinde yürürken, Resul-ü Ekrem
Aleyhissalâtü Vesselâmın sünnetleri birer yıldız, birer
lâmba vazifesini gördüklerini gördüm. Her bir sünnet veya
bir hadd-i şer'i zulmetli dalâlet yollarında güneş gibi
parlıyor. O yollarda, insan zerre miskal o sünnetlerden
inhiraf ve udul ederse; şeytanlara mel'abe, evhama merkeb,
ehval ve korkulara ma'rez ve dağlar kadar ağır yüklere
matiyye olacaktır.Ve keza o sünnetleri, sanki semadan
tedelli ve tenezzül eden ipler gibi gördüm ki: Onlara
temessük eden yükselir, saadetlere nâil olur. Muhalefet edip
de akla dayananlar ise, uzun bir minâre ile semaya çıkmak
hamakatinde bulunan firavun gibi bir firavun olur. M.N.)(Ey
su-i vesveseden me'yus nefsim! Tedai-yi hayâlât, tahattur-u
faraziyat, bir nevi irtisam-ı gayr-ı ihtiyarîdir. İrtisam
ise, eğer hayırdan ve nuraniyetten olsa, hakikatın hükmü bir
derece suretine ve misaline geçer. Güneşin ziyası ve
harareti, âyinedeki misaline geçtiği gibi... Eğer şerden ve
kesiften olsa, aslın hükmü ve hassası, suretine geçmez ve
timsaline sirayet etmez. Meselâ necis ve murdar bir şeyin
âyinedeki sureti ne necistir, ne murdardır. Ve yılanın
timsali, ısırmaz.İşte şu sırra binaen, tasavvur-u küfür,
küfür değil; tahayyül-ü şetm, şetm değil. Hususan ihtiyarsız
olsa ve farazî bir tahattur olsa, bütün bütün zararsızdır.
Hem ehl-i hak olan Ehl-i Sünnet ve Cemaatin mezhebinde bir
şey'in şer'an çirkinliği, pisliği; nehy-i İlâhi
sebebiyledir. Mâdemki ihtiyarsız ve rızasız bir tahattur-u
farazîdir, bir tedâî-yi hayalîdir; nehiy ona taalluk etmez.
O dahi ne kadar çirkin ve pis şeyin sureti dahi olsa, çirkin
ve pis olmaz. M.)(İnsan kalben ve fikren hakaik-i İlâhiyeye
bakıp düşündüğü zaman, bilhassa namaz ve ibadet esnasında,
gerek şeytan tarafından, gerek nefsi tarafından pek fena,
pis ve çirkin vesveseler, hâtıralar, sinekler gibi kalbe,
akla hücum ederler. Bu gibi hevâî, vehmî ve çirkin şeylerin
def'iyle uğraşan adam, o vesveselere mağlup olur. Ancak
onları mağlup edip kaçırmak çaresi, müdafaayı terk edip
onlar ile uğraşmamaktır. Evet arılar ile uğraşıldıkça onlar
hücumlarını arttırırlar. Onlara karışılmadığı takdirde,
insanı terkeder, giderler. Hem de o gibi vesveselerin, ne
hakaik-ı İlâhiyeye ve ne de senin kalbine bir mazarratı
yoktur. Evet, pis bir menzilin deliklerinden semânın güneş
ve yıldızlarına, cennetin gül ve çiçeklerine bakılırsa, o
deliklerdeki pislik ne bakana ve ne de bakılana bulaşmaz. Ve
fena bir te'sir etmez. (Hâşiye)(Hâşiye) : O çirkin sözler
senin kalbinin sözleri değil. Çünkü senin kalbin ondan
müteessir ve müteessiftir. Belki kalbe yakın olan lümme-i
şeytanîden geliyor. Meselâ: Sen namazda, Kâbe karşısında,
huzur-u İlâhîde âyâtı tefekkürde olduğun bir halde, şu
tedâî-yi efkâr seni tutup en uzak mâlâyâniyat-ı rezileye
sevkeder. Meselâ: Ayinenin içindeki yılanın timsali ısırmaz.
Ateşin misali yakmaz. Ve necasetin görünmesi âyineyi telvis
etmez. M.N.)
"VESVESE" kelimesine ilk yorumu yazan sen ol.